Mahmut Bozkurt’tan damadına zehir zemberek suçlamalar

310

Herşey, KKTC’deki Elexus Otel’in sahibi eski Milletvekili Mahmut Bozkurt’un oğlu ve kızının geçtiğimiz ay gözaltına alınmasıyla başladı. Bunun damadı Ali Murat Ersoy’un komplosu olduğunu ileri süren Bozkurt, kamuoyuna zehir zemberek bir açıklama yaptı.

 

Eski vekil Mahmut Bozkurt’un, “Türk kamuoyu bilgisine” diye başlayan açıklamasında kullandığı dil ve ortaya koyduğu bir çok iddia yenilir yutulur gibi değil. Bozkurt, medyaya ‘Bahis ve Sanal Kumar Çetesi’ olarak geçen, oğlu ile kızının gözaltına alınmasıyla sonuçlanan haberden damadı Ali Murat Ersoy’u suçluyor.

Peki, kim bu damat?.. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un uzun süre önce görüşmeyi kestiği kardeşi… Kamuoyu onu Atlas Jet’in sahibi olarak tanıyor. Kayınpeder Mahmut Bozkurt’un kamuoyuna yaptığı açıklamada Atlas Jet konusu da var.

İşte Bozkurt’un, 21 ve 22’nci dönem Adıyaman Milletvekili olarak ‘Kamuoyu’na yaptığı açıklamadaki suçlamaları ve ortaya sürdüğü iddialar:

“Tek Direktörü, yönetim kurulu başkanı ve aynı zamanda hakim ortağı olduğum KKTC’de kurulu Elexus Otel Resort Kongre Merkezi turizm tesisi ve işletmesi vasıta kılınarak, birtakım yasa dışı bahis organizasyonlarının evlatlarım tarafından gerçekleştirildiği gibi çok ağır ve tamamıyla gerçeğe aykırı suçlamalarla, dosyada gizlilik kararı olmasına rağmen yazılı ve görsel medyada her türlü iddia ve karalama kampanyaları ile karşı karşıya bırakılmış durumdayız.  FETÖ’cü Ali Murat ERSOY tarafından şikayetçi olarak başlatılıp sürdürülen eşi benzeri görülmemiş  basit ve hiç bir hukuksal  temeli olmayan,  GİZLİ TANIK   beyanlarına dayalı bir kumpasın kurbanı olduğumuzun bilinmesini isterim.

Öncelikle ; bir kısım turizm işletmelerinde küçük ortağım ve damadım olan Ali Murat ERSOY, 2013 ile 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimine kadar  birçok Fetö faaliyetlerinde bulunması ve maddi yardımlar yapması nedeniyle kendisini çeşitli seferler ikaz etmiş olmama rağmen, 15 Temmuz 2016 tarihinde ki  FETÖ Terör Örgütünün gerçekleştirmeye çalıştığı  Hain Darbe Teşebbüsünden sonra, bu örgüt ile bağlarını devam ettirdiğini farkettiğimde, insani ve ailevi olarak tüm ilişkimi kendisiyle kopardım. Hain Darbe girişiminden sonra bile bu şahıs FETÖ terör örgütü ile bugüne kadar ne güven ve hikmet ki ilişkisini halen kesmemiştir. 

Yasa dışı bahis organizasyonlarının gerçekleştirildiği iddia olunan Elexus Otel Resort & Casino adlı KKTC’de yer alan turizm kompleksi, şahsım tarafından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yoğunluklu olarak tercih edilen en başarılı oteli konumuna taşınmıştır. Otelin bu duruma getirilmesinin akabinde Ali Murat ERSOY işbu ortaklıklardaki mevcut paylarını yurt dışına kaçırmak istemiş ise de, bu işlemlere karşı hem Türkiye’nin ve hem de KKTC’nin menfaatlerini korumak adına karşı çıktım ve bu nedenle kendisi ile karşı karşıya kaldım. Şubat 2018 tarihinden bugüne Ali Murat ERSOY’un KKTC ve Türkiye  ekonomisine  döviz  cinsinden büyük katkılar sağlayan Elexus Otel Resort & Casino’yu zarar uğratacak asılsız maddi taleplerde bulunması, mevcut paylarını da yurtdışına KAÇIRMAK istemesi karşısında dimdik durdum ve bu işlemleri gerçekleştirmemesi için gerekli hukuki mücadeleyi verdim. Dolandırıcılık eylemine ve mal kaçırmasına ortak olmadım.Yurt dışına mal kaçırmak, varlık transferi yapmak yasalarımıza göre  suçtur.

Geçmişte Ali Murat Ersoy  ve avukatı hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına Fetö Terör Örgütü ve diğer hususlar hakkında bizzat şikayette bulundum.Bu şikayet ve yasal ihbarlarımla bu şahısların Terör örgütüne mali ve lojistik destek sağladığını , FETÖ terör örgütünün bağlantı ve destekleri ile Türkiye, İsviçre, Irak,İran ve Rusya üzerinden kara para aklama ve dolandırıcılık eylemlerin de bulunduğu, Kuzey Irak Merkezli bir havayolu şirketinin, Ali Murat Ersoy tarafından dolandırıldığının Bakırköy 4.Asliye  Ticaret Mahkemesinin kararı ile sabittir.

Yine Ali Murat ERSOY’un İsviçre’de mukim OFF SHORE diye tabir edilen birçok şirkette gizli pay sahibi ve/veya yönetici olarak yer aldığını, Türkiye’den İsviçre’ye para/mal kaçırdığını ve Türkiye’de şirketi iflas sürecine sürüklediğini ,Atlasjet Global A.Ş.’nin  devlete vergi ,s.g.k prim borcu, bankalara kredi borcu, çalışanlarına, acentalar da dahil olmak üzere toplam da 300 milyon Dolar borçlu olmasına rağmen çeşitli mal varlığını yurt dışına kaçırdığını bilmekteyim. KKTC’de görülen ve kaybettiği davalarda Ali Murat ERSOY, Atlasjetin değerinin 1 Milyar Dolar olduğunu beyan etmekteydi. 2019 yılında ülkeye getirdiği dövizin miktarının çok yüksek olduğunu, hatta buna ilişkin ödüller, plaketler aldığını bildirmekteydi. 3 ay geçmeden tüm bunların bir kurmaca olduğu, yalandan başka bir muhtevası olmadığı ortaya çıktı.Atlas jet ten kaynaklanan  300 milyon USD gibi bir borcu devletin ve milletin üzerine bırakan,yurt dışına para kaçıran,  dolandırıcılık   ve hileli işlemleri alenen yapan, babasından kalan malvarlığına bile iflas ettim , battım diyerek borçlarını ödemeyen ve  hakkında yurtdışı çıkış yasağı bile konulmayan hileli Müflis ve Azgın kripto FETÖCÜ Ali Murat ERSOY’un itibarlı bir işadamı edasıyla elini kolunu sallaya sallaya gezerken,  GİZLİ TANIK beyanıyla hakkımızda cezai soruşturmaya neden olmasını kamuoyunun takdir ve bilgilerine sunmayı bir görev kabul ediyorum. Ayrıca belirtmek isterim ki FETÖ’cülerin GİZLİ TANIK’lı kumpaslarından Ülkemiz ve milletimiz hem yorulmuş hem de usanmıştır.

Dosya da müşteki , ihbarcı ve Gizli tanık  konumun da bulunan Ali Murat Ersoy, Müflis şirketi Atlas jet şirketine ait uçağın Isparta da düşmesi sonucu 57 insanın hayatını kaybetmesine sebep olan uçak kazasında o tarihteki bürokrasi ve yargıda ki FETÖ bağlantıları sayesinde  hakkında ceza davası bile açılmadan olay bir pilotaj hatası gösterilerek  alınan hileli bilirkişi raporları ile kapatılmıştır. Devlet kurumlarından bu dosyanın mağdurlar adına tekrar açılmasını hak adalet ve hukuk adına talep ediyorum. Bu olayla ilgili bildiklerimi devletin her kurumu ile paylaşmaya hazırım.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın devletimiz ve milletimizin geleceğine kast eden FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ ve yandaşlarına karşı dik, sarsılmaz duruş ve kararlı devlet adamlığı vasfı ile kesintisiz FETÖ mücadelesini takdir ile karşıladığımı bir Türkiye Cumhuriyeti evladı olarak , eski bir milletvekili olarak bu mücadele de arkasında olduğumu ve kendimi sorumlu hissettiğimi, benim de bir vatandaş olarak elimden geleni yaptığımı ve yapmaya devam edeceğimi, ülkemizin maddi değerlerini kendi hırs , emel ve hayalleri için kullanan bir kısmını yurt dışına kaçıran, 2,5 milyar TL borcu da Millet, Devlet ve Bankalar üzerine bırakan, emekçi ‘nin alın terini gasp eden, bir kısım banka borçlarını kefil olarak üzerime bırakıp ödememe sebep olan ve ekonomik olarak beni zora sokan, İsviçre de kurduğu off shore şirketi ileTürkiye’den yurt dışına varlık kaçıran Ali Murat Ersoy’u kollayan, destek veren Fetöcü yandaşları da elbet bir gün ortaya çıkacak ve adalete hesap vereceklerdir. Hiçbir güç tarafımı da bu mücadeleden , ülkemin ve benim hakkımı savunmaktan alıkoyamayacaktır.

2018-2020 yılları arasında KKTC’de sürdürülen ve henüz karara bağlanan davalar sonucunda Ali Murat ERSOY, şahsım ve Bozkurt Ailesi aleyhine ileri sürdüğü asılsız iddiaları ispatlayamamış, davaların tamamını kaybetmiştir. Dava sürecinde; ‘… Türkiye’deki makamlardan icazet alarak Kıbrıs’a geldiğini, kardeşi Mehmet Ersoy’un bakan olduğunu’ açıkça beyan etmiş, benim ve Ailemin emniyet güçleri tarafından göz altına alınacağı tahtında tehditlerde bulunmuştu. Bu beyana karşı devlet adamı kimliğimle şiddetle karşı çıktım, ‘… Türkiye Cumhuriyeti Devleti kimseye icazet vermez…’ beyanımı ve ifadelerimi mahkeme kayıtlarına geçirdim. Bu Şahıs ayrıca K.K.T.C’ye de çok büyük zararlar vermiştir.

Tepeden tırnağa kriminal bir kişilik haline gelenyalan-yanlış beyanlarla dolu Ali Murat ERSOY’un kötü yönetimi Atlas jet Global A.Ş.’nin iflasına sebep olmuş ve bir çok kişiyi, acenteleri, Devlet bankaları da dahil finansal kurumları zarara uğratmıştır. Atlas jet şirketinin iflası verilerek binlerce insanın alın teri yok edilmiş, mağdurları haklarını ödeme vaadiyle sürekli oyalama ve kandırma taktiğine başvurmuş, mağdurlar da A.Z.A.P platformunu kurmuş bu şekilde mağduriyetlerini kamuoyu ile paylaşmaya çalışmışlardır. Bu soruşturma sonucunda gerçek ortaya çıkacak, hak ve adalet yerini bulacaktır. Bu açıdan Türkiye Cumhuriyeti Adliyesine, Adaletine, Hakim ve Savcılarına güvenim tamdır.

Bugüne kadar gerek 45 yılı aşkın sanayici ve turizm yatırımcısı kimliğim, gerekse otomotiv sektörü başta olmak üzere inşaat, ticaret ve diğer hizmet alanlarındaki tacir kimliğim ile 1.500 çalışanı ile istihdama katkıda bulunduğum ülkeme ve Türk Milletine; 2 dönem milletvekili olarak da sadakat ve onur ile hizmet ettim. Benim ve çocuklarımın Yurt dışında ne bir kuruşluk banka hesabı ne de dikili bir ağacımız bulunmamaktadır. Bu 45 yıllık süre zarfında bir kez dahi doğruluktan ayrılmadım, devlete borçlu olmadım, dürüstlükten başka bir amacı düstur edinmedim. Şüpheli olarak dahi ifade vermedim. Hiçbir yasa dışı veya Devlet ahlak ve geleneğine aykırı bir tasarrufta bulunmadım. Milletvekillik görevimin sona erdiği tarihten sonra dahi hiçbir zaman yasalara aykırı fiil ve oluşumlarda yer almadım. Devletime ve milletime bağlılığımdan bir an ayrılmadım. Siyaset ve ticaret hayatımda asla devletle ticari iş yapmadım bana verilen yetki çerçevesinde azami özeni gösterdim, yanlış yola sapmadım.

Covid 19 (pandemi) döneminde turizm alanında Kıbrıs ve Antalya daki otellerimiz de  ayakta kalmak, işgücünü muhafaza etmek, en az 1500 kişinin  çalıştığı otellerimizde istihdamdan vazgeçmemek, bankalar ve sair kurumlar ile iş birliğini güçlendirmek için gece-gündüz mücadele ettik. Ülkemizin etkilendiği ekonomik krizde gerek Kıbrıs’taki işletmemizi gerekse Türkiye’deki otellerimizi ayakta tutmak için var gücümüzle çalışmaya devam ettik. Bugün bunların haklı gururunu yaşarken, ailem ve çalışanlarım ile birlikte GİZLİ TANIK  beyanına dayalı bu akıl almaz kumpasın mağduru olduk.

Kurumsal şirketlerimizin yılda yaptığı milyonlarca lira ciro’nun yanında merdiven altı diye tabir edilen ve kriminal şahıslarca yapılan gayri resmi bahis oyunlarına bir iştirakimizin olması iddiası hayalin ötesinde bir kurgu ve iftiradır. Bozkurt Ailesine ve çalışanlarıma, iş arkadaşlarıma karşı yürütülen bu komplonun açığa çıkarılacağını, evlatlarımın ve bizimle beraber yola çıkanların masumiyetinin kendilerine teslim edileceğini, hakkımız olan Adalet’in bize teslim edileceği inancım tamdır.

Ayrıca dosya da gizlilik kararı olmasına rağmen asılsız ve gerçeğe aykırı haber yapanlar hakkında da adli ve cezai işlemlerin takip edileceğinin bilinmesini isterim. Gerçeğin ortaya çıkması açısından kamuoyu nezdinde güncel bilgi ve haber akşının da sağlanacağını temin ederim.”