Sevcihan Saygılı Erdil’den Network Marketing’in Kalbindeki İnsan Vurgusu

47

Network marketing dünyasının deneyimli ve tutkulu ismi Sevcihan Saygılı Erdil, 25 yıllık birikimini aktaracağı özel bir eğitim semineriyle sevenleriyle buluştu. Saygılı, bu seminerlerin sadece işin teknik detaylarına odaklanmayacağını, aynı zamanda bu büyük yapının temeli olan insanı ve bireyin kendi potansiyelini keşfetme yolculuğunu merkeze alacağını belirtti.

“Size çok keyifli bir eğitim hazırladım,” diyen Sevcihan Saygılı Erdil, her zamanki samimi ve motive edici üslubuyla dinleyicilerini sıra dışı bir sohbete davet etti. “Bugün neyi konuşacağız biliyor musunuz? Network’ü konuşacağız. Ama sadece network’ü değil, network sektöründe insanı konuşacağız. Yani kendimizi konuşacağız.”

Saygılı, bu eğitimleri hazırlama sürecinin kişisel bir ilhamdan kaynaklandığını vurgulayarak, “İçimden geldi bu eğitimi hazırlamak, içimden geldi bunu sizlerle paylaşmak. Bir hazırlık yaptım ve şimdi bunu hep beraber konuşacağız,” ifadelerini kullandı.

Network marketing sektöründe faaliyet gösteren herkesin kendisiyle yüzleşeceği, potansiyelini sorgulayacağı ve kişisel gelişim yolculuğunda yeni adımlar atacağı bu eğitimlerin, katılımcılar için bir dönüm noktası olması bekleniyor.

İçinizdeki Siz ve Hak Ettikleriniz

Bugün, içimizdeki bizi konuşacağız. Bu hayatta neleri hak ettiğimizi, unuttuğumuz veya gözden kaçırdığımız şeyleri, ve bu farkındalığa ulaşmak için bakış açımızı nasıl belirlememiz gerektiğini ele alacağız. Yani kısacası, kendimizi konuşacağız.

Bugüne kadar hep başkaları, işimiz veya ürünler konusuna odaklandık. Ancak bugün, yaşınız, kariyeriniz, eğitiminiz, inancınız veya milliyetiniz ne olursa olsun, birer insan olarak neleri hak ettiğimizi sorgulayacağız.

Acaba hak ettiklerimizi gerçekten yaşayabiliyor muyuz? Ya da hak ettiklerimizi yaşayabilmek için gereken mücadeleyi veriyor muyuz? Bu sunumun, kendimizle bir hesaplaşma ve sonunda keyifli bir yol haritası çizmemize yardımcı olmasını umuyorum.

Merhaba! Ben Sevcihan Saygılı Erdil, network marketing’e 25 yılını vermiş, bu alanda hem olumlu hem olumsuz pek çok tecrübe edinmiş bir network tutkunuyum. Bu 25 yıllık deneyimimi, gerçek bir akılla network sistemini değerlendirmek için sizinleyim.

Hepimiz burada bir amaç için uğraşıyoruz; bir ürünü, bir markayı temsil ediyoruz. Ancak önemli olan, sektörü tanımamız, ne yaptığımızı bilmemiz ve bunun farkında olmamız.

Şirketler Neden Network Marketing’i Seçiyor?

Dünyada 10.000’den fazla network marketing şirketi, ürünlerini bu yolla pazara sunuyor. Peki, şirketler neden network satış modelini tercih ediyor?

Eğer bir network ürünü güçlü, işe yarar, hızlı sonuç veren ve farklıysa, bu şirketler için dünyanın en güçlü reklam yolu haline gelir. Memnun kullanıcılar ve müşteriler aracılığıyla ürünler çok hızlı bir şekilde yayılır.

Örneğin, OneMore’un Painless ürünü gibi, memnun kaldığınız bir ürünü kim sizi susturabilir? İnsanlar, memnun oldukları her şeyi konuşur. İşte network firmaları, güçlü ve farklı bir ürünü piyasaya sürdüklerinde, memnun müşterinin tavsiye metodunu kullanarak en güçlü reklam aracını kullanmış olurlar.

Sizce bir ürünün “memnun müşterinin tavsiyesi” yoluyla yayılması, geleneksel reklamlardan neden daha etkili olabilir?

 

Uluslararası Başarıya Giden Yol

Bir network marketing şirketinin dünya çapında başarıya ulaşması için bazı önemli şartlar vardır.

Öncelikle, uluslararası kurallara uyum sağlamak şarttır. Her ülkenin kendine özgü yasaları, anayasaları ve kanunları bulunur ve bunlara eksiksiz riayet etmek gerekir. Ürünlerin içeriği belirlenirken bu kurallar göz önünde bulundurulmalı ve doğru dağıtım ağı kullanılarak ürünler müşterilere ulaştırılmalıdır.

İkincisi, her ülkedeki yasallık ve izinler büyük önem taşır. Tüm ürünlerin ilgili ülkelerde gerekli izinleri alınmalı ve şirket, o ülkenin yasalarına ve kanunlarına göre faaliyet göstermeli, vergilerini ve KDV’sini düzenli ödemeli, gümrük kurallarına uygun olarak ürünlerini ülkeye sokmalıdır.

Tüm bu şartlar yerine getirildiğinde, network marketing yöntemi bir firma için dünyadaki en güçlü ticari yöntem haline gelir.

İnsan ve Sonsuz Potansiyel: Network Marketing’in Kalbi

Bugün şirketlerin network marketing’den nasıl faydalandığı değil, asıl konu biziz, yani kendimiz. Çünkü network marketing, tamamen insanlarla yapılan bir iş ve bu sektördeyseniz, öncelikle insanı tanımanız gerekir.

Peki, insan nedir? Bilimsel tanımların ötesinde, insan düşünebilen, konuşabilen, evreni bütünsel olarak algılayabilen ve en önemlisi, içinde bulunduğu durumu sonuçlarıyla birlikte değiştirme yeteneğine sahip tek varlıktır. Bu evrendeki tek akıl sahibi canlı insan. Bu tanım, aslında ne kadar özel olduğumuzu gösteriyor.

Network sektörü, insanoğlunun hayatına tam da bu noktada dokunuyor ve ona yeni bir yol haritası çiziyor. Peki, neden milyarlarca insan network marketing sektöründe var olmaya çalışıyor? Neden bu sektör, insanoğlu üzerinde bu kadar büyük bir tutku ve aşka sahip? Bir başlayan neden bir daha bırakamıyor, adeta bir yaşam tarzı haline geliyor?

Çünkü network marketing, insanın doğuştan gelen o sonsuz potansiyelini keşfetmesine ve değiştirebilme yeteneğini kullanmasına olanak tanıyor. Bu sektörde var olmak demek, aslında kendinizle yüzleşmek ve o muazzam gücünüzü ortaya çıkarmak demektir.

Sizce network marketing’in bu “sonsuz potansiyel” vaadi, insanların bu sektöre olan tutkusunu nasıl etkiliyor?

Potansiyelimize İhanet mi Ediyoruz?

Şimdi kendimize dönelim ve nasıl bir potansiyelle doğduğumuzu düşünelim. Hayata bir bebek olarak merhaba dediğimizde, içimizde sınırsız bir güç ve yapabilme yeteneği vardı. Peki, doğduğumuz anda bize verilen bu potansiyeli gerçekten kullanabiliyor muyuz? Hakkını verebiliyor muyuz?

Kendi hayatınızı sorgulayın. Aldığınız kararları ve vazgeçtiklerinizi yan yana koyduğunuzda, potansiyelinize ihanet mi ediyorsunuz, yoksa ona sadık mı kalıyorsunuz? Bu sorunun cevabı hepimizin içinde gizli.

Gelişim: Sonsuz Bir Yolculuk

Gelişimin yaşı ve sınırı yoktur. Hepimiz bebek olarak dünyaya geldik ve yıllar geçtikçe olgunlaştık. Geçmişe dönüp “Keşke o zaman şimdiki aklım olsaydı” demeniz bile, ne kadar geliştiğinizin ve değiştiğinizin en büyük kanıtıdır.

Babamın bize öğrettiği gibi: “Bugün ne öğrendiniz? Hayatınızda farklı ne yaptınız? Eğer hiçbir şey yapmadıysanız, o günü yaşanmış saymayın.” Bu söz, her an kendimizi daha iyiye, daha fazla bilgiye ve eğitime adamamız gerektiğini hatırlatır. Kaç yaşında olursanız olun, her gün yeni bir şeyler öğrenmek sizi güçlendirecek ve zırhlandıracaktır. Bu misyonu benimseyin.

Eğitimin Değeri ve Bilginin Peşinden Koşmak

Eğitim her şeyden önemlidir. Yurt dışında bir kişisel gelişim eğitiminin saati binlerce dolar tutarken, bizde ücretsiz ve düzenli olan eğitimlerin değeri maalesef çoğu zaman anlaşılamıyor. Ancak şunu unutmayın: Eğitimin iyisi kötüsü olmaz. Bilginin peşinden koşmalı, onun avcısı olmalıyız.

Daha önce duymuş olsanız bile, bu toplantıda duyacağınız tek bir cümle bile hayatınızı değiştirebilir. Liderlerimiz ve “diamond”larımız sürekli eğitimler vererek yeni arkadaşlara destek oluyorlar. Ancak eğitimlere katılım sayısı üzücü. Binlerce insanın bu eğitimlere akın etmesi gerekiyor! Bilmediğiniz bir işi yapamazsınız, bu mümkün değil. Ve unutmayın, sürekli güncel kalmak zorundayız çünkü insanlarla çalışıyoruz.

Sizce ücretsiz eğitimlerin değeri neden yeterince anlaşılamıyor?

Kendimizle Tanışmak ve Mutluluğu Aramak

İnsanları tam olarak tanımak uzun zaman alır; bu, sürekli öğrenmeyi gerektiren bir süreç. İletişimden beden diline, empatiye kadar birçok beceriyi öğrenmeli, pratik yapmalı ve hayatımızın bir parçası haline getirmeliyiz. Yıllardır aynı konuları tekrar etmek, bilginin içselleşmesini, bilinçaltımıza yerleşmesini, davranışlarımıza yansımasını ve en sonunda karakterimizi oluşturmasını sağlar.

Peki, tüm bunların yanı sıra hiç kendinizle tanıştınız mı? Öz benliğinizle vakit geçiriyor, kendinizle sosyalleşiyor veya yaşamınıza bir anlam vermeyi düşündünüz mü? Hiç kendinize “Neden yaşıyorum? Bu hayatta ne işim var? Görevim ne?” gibi sorular sordunuz mu?

Değerleriniz neler? Sizi siz yapan değerlere sahip çıkıyor musunuz? Kimin için yaşıyorsunuz; kendiniz için mi, yoksa başkaları için mi? Herkesi mutlu etmek bu kadar önemli mi? İyi görünmek sizi gerçekten iyi hissettiriyor mu? Hayatınızda kendinize ne kadar yer veriyor, kendinizi seviyor, saygı duyuyor ve kendinize güveniyor musunuz?

Ne istiyorsunuz ne bekliyorsunuz? Hangi motivasyonla güne başlıyor, hangi motivasyonla bitiriyorsunuz? Kendimizi ihmal etmek ve tanımamak, en çok yaptığımız tehlikeli hatalardan biri. “Biliyorum” diyenler genellikle kendisiyle hiç tanışmamış kişilerdir. Size şu soruyu sormak istiyorum: Nasıl mutlu olursunuz? Mutlu olmak için neye ihtiyacınız var? Hayatınızda ne değişirse mutlu olacaksınız? İnsanoğlu en çok kendine karşı acımasızdır. Kendimize zaman ayırmıyoruz, ne istediğimizi bilmiyor ve aslında kendimizle tanışmıyoruz.

Bir Mucizesiniz, Unutmayın!

Kendinizle tanışın ve biricik birer mucize olduğunuzu fark edin. Parmağınız iziniz gibi, sizden başka kimsede olmayan bir değere sahipsiniz. Kendimizi küçümsemek, korkularımızın peşinden gitmek yerine, içimizdeki potansiyeli ve bize lütfedilen gücü görmeliyiz.

Uyanın! Daha bilinçli bir hayat yaşayarak kendinizi geliştirin. Hedeflerinize katkı sağlamayan, sizi geliştirmeyen tüm alışkanlıklardan kurtulun.

Kitapları canciğer arkadaşınız yapın. Kitaplar sizi geliştirir, güçlendirir ve yol gösterir. Neyle mutlu olacağınıza karar verin ve hedeflerinizin peşinden emin adımlarla gidin. Unutmayın, her şey bizimle başlar ve bizimle biter. Kendimizde olmayan hiçbir şeyi dışarıda bulamayız.

Kendinizi Sevin, Hayat Size Gülecek!

Herkesin sizi sevmesi imkânsız, ama başkalarının sizi sevmesini istiyorsanız, önce siz kendinizi sevin. Kendinizi okşayın, “En değerli benim, ben saygıdeğer bir insanım, sevilmeyi hak ediyorum” deyin. Kendinizle barışın. Siz, dünyadaki en önemli mucizesiniz. “Yapamam” demeyin; yeterince çabalarsanız her şeyi yapabilirsiniz. Başkalarının dayattığı değil, sizi mutlu edecek şeyleri yapın. Mutlu olduğunuz bir işi yaparsanız, bu iş olmaktan çıkar ve aşka dönüşür; network’ün sırrı da buradadır.

Mutluluğa Cesaretiniz Var mı?

Herkes mutluluğu istese de, mutluluk hedefinize giden yoldaki tutumunuzdur. Güldüğünüz zaman cildiniz daha az kırışır, bu yüzden hayata gülümseyin. Sabah, akşam, kriz anında, kargonuz geç geldiğinde, hatta şikayetlerle karşılaştığınızda bile tebessüm edin. Siz gülerseniz, hayat size gülecek. Ne ekerseniz onu biçersiniz. Yaşattığınız şeyi yaşamadan ölmezsiniz. Bu yüzden, ne yaşamak istiyorsanız o şekilde davranın. Biz birer ışık kaynağıyız; yaydığımız ışık bize geri dönecektir.

Mutlu olmak için sebep aramayın, sebepler için mutlu olun. Hayallerinize ve hedeflerinize ulaşmak için yolculuğun kendisinden mutlu olun. Nefes alabildiğiniz, kalbinizin düzenli attığı, ellerinizin kollarınızın çalıştığı için minnettar olun. Milyonlarca insan bu nimetlere sahip değil. Sahip olduklarımızın değerini bilmeliyiz.

Bu iki günlük dünyada stresli, endişeli, öfkeli olmaya hakkımız yok. Anı yaşayarak ve hedeflerimize doğru yolculuk yaparak mutlu olmalıyız.

Network Marketing: Özgürlük ve Sorumluluk

Network marketing, insana yatırım yapan bir iş modelidir. Bu alanda başarılı olmak için önce kendinize yatırım yapmalı, alışkanlıklarınızı ve kendinizi geliştirerek güncel kalmalısınız.

Network marketing, özgür bir gelir kaynağıdır. Ne kadar hak ettiğinize inanırsanız, o kadar kazanırsınız. Kendi potansiyelinizi geliştirdikçe, geliriniz de paralel olarak artacaktır. OneMore işi, istediğiniz zaman ve yerde, kendi planınızı yaparak çalışabileceğiniz bir modeldir. Bu durum hem bir özgürlük hem de bir sorumluluk getirir.

Patronunuzun olmaması, size emir veren, kalbinizi kıran birinin bulunmaması çok güzel bir avantajdır. Ancak bu durumun bir de tehlikeli yönü var: Kendi kendimizin patronu olmayı öğrenmekte zorlanabiliriz. Asgari ücret için harcadığımız zamandan çok daha fazlasını kendi hayallerimiz, geleceğimiz ve çocuklarımız için harcamalıyız. Unutmayın, biz emir aldığımız patrondan çok daha değerliyiz.

İletişim, Kriz Yönetimi ve Empati Sanatı

Kişisel olarak gelişmek ve karakterimizle kişiliğimizi uyumlu hale getirmek zorundayız. Bunun için farklı bakış açıları kazanmalı ve en önemlisi iletişim gücümüzü geliştirmeliyiz. İletişim, doğduğumuz andan itibaren başlar ve tüm hayatımızı etkiler. Etkili iletişimin kuralları vardır: Tebessüm etmek, doğru sorular sormak, doğru cümle kalıpları ve doğru beden dilini kullanmak. Bu dört alanda kendinizi geliştirirseniz, enerjinizle bir çekim alanı oluşturur ve girdiğiniz her ortama pozitif enerji yayarsınız. İletişim becerilerinizi güçlendirecek eğitim ve etkinliklere katılmaya devam edin.

Kriz Yönetimi

Network marketing işinde krizler ve sorunlar kaçınılmazdır. IBAN numaralarından kargolara, ürünlerden distribütörlere kadar birçok alanda sorunlar yaşayabilirsiniz. Ancak unutmayın, sorunlar bizi geliştirir. “Zor zamanlar güçlü insanlar yaratır, güçlü insanlar kolay zamanlar yaratır” sözü bunu çok iyi açıklar. Üstesinden geldiğimiz her engel, çözdüğümüz her kriz bizi bir adım ileri taşır. Sorunlardan korkmayın, aksine onları sevin ve kendinize “Bu sorunu nasıl çözerim?” diye sorun. Cevap mutlaka gelecektir.

Empati Sanatı

En çok ihtiyacımız olan şeylerden biri de empati gücüdür. Kimseyi yargılama, suçlama veya hakkında fikir yürütme hakkımız yok. Her birey eşsiz ve değerlidir. Herkesi olduğu gibi kabul etmeli ve sevmeliyiz. Suçlamak, dedikodu yapmak, eleştirmek ve özellikle kalp kırmak, network marketing’de sizi asla başarıya götürmez.

Sponsorunuzun sizden para kazanmasını istememek gibi düşüncelerden uzak durun. Rızkı veren siz değilsiniz. Biz sadece üzerimize düşeni yapar, gerisini ise yaratana bırakırız.

Zarafet, Nezaket ve Ruhsal Doyum

Hayatımızda her zaman zarafet ve nezaket ön planda olmalı. Biri sizi incitse bile, tavır ve tepkilerinizde zarafetinizi koruyun. Zihniniz size “karşılık ver” dese de, kalbinizin sesini dinleyin: Kişiselleştirmeyin, az konuşun, hatta hiç cevap vermeyin; anlayın ve nezaketle çözün. Kolay olanı değil, zor olanı seçin. İnsanlar uğraşılmaya değerdir.

Network marketing’de önemli bir konu da ruhsal doyumdur. Para kazanmak elbette önemlidir, ancak asıl açlığımız kendimize değer vermemekten ve kendimizle ilgilenmemekten kaynaklanır. Takdir edilmeye, övülmeye, başarıya ve örnek olmaya açız. Network marketing’deki takdir bölümü hem cebimizi hem de ruhumuzu doyurur. Kariyerlerinizi yapın, Vision Day gibi etkinliklerde binlerce insanın karşısında alkışlanın. Emeğinizin karşılığını alın.

Değişim Seninle Başlar

Değişim, sen karar verdiğinde başlar. Şimdi kendine o şansı ver. Bir kez olsun kendin için yaşa, bir kez olsun kendin için karar ver. Bir kez olsun kendini dünyadan soyutla, bir kez olsun “ben önemliyim” de ve kendin için harekete geç. İnatçı ol.