Takvimler 8 Mart 2025’i gösteriyor. Teknolojinin zirvesine ulaştığımız, yapay zekanın hayatımızın her alanına nüfuz ettiği, uzayın derinliklerine seyahat ettiğimiz bir çağda yaşıyoruz. Ancak, bu teknolojik ilerlemenin gölgesinde, vicdanımızın derinliklerinde bir çöküş yaşıyoruz. Kadına şiddet, kadın cinayetleri, cinsel istismar… Bu kavramlar, ne yazık ki, hala gündelik hayatımızın bir parçası olmaya devam ediyor.
Daha aydın bir toplum olmalıyız derken, karanlık bir tabloyla karşı karşıyayız. Kadınlar, sadece cinsiyetleri nedeniyle hala ayrımcılığa, şiddete ve istismara maruz kalıyor. Çalıştıkları sektörlerde, evlerinde, sokaklarda… Her yerde güvensizlik ve korku içinde yaşamak zorunda kalıyorlar.
Kadın cinayetleri, her geçen gün artan bir vahşetle devam ediyor. Haberlerde, sosyal medyada, her yerde kadınların çaresiz çığlıkları yankılanıyor. Peki, biz ne yapıyoruz? Sadece izliyor muyuz? Yoksa bu vahşete dur demek için bir adım atıyor muyuz?
Cinsel istismar, kadınların çalıştığı sektörlerde hala yaygın bir sorun. Güçlü konumdaki erkekler, kadınları taciz ediyor, istismar ediyor, kariyerlerini baltalıyor. Kadınlar, korkularından dolayı seslerini çıkaramıyor, adalete ulaşamıyor. Bu sessizlik, istismarcıları daha da cesaretlendiriyor.
Peki, bu karanlık tabloyu nasıl değiştirebiliriz?
Eğitim: En temel çözüm, eğitim. Çocuklarımıza, küçük yaşlardan itibaren cinsiyet eşitliğini, saygıyı ve hoşgörüyü öğretmeliyiz.
Yasal Düzenlemeler: Mevcut yasaların daha etkin bir şekilde uygulanması, caydırıcı cezaların verilmesi gerekiyor.
Toplumsal Farkındalık: Kadına şiddet ve istismar konusunda toplumsal farkındalığı artırmalıyız. Medya, sivil toplum kuruluşları ve bireyler olarak bu konuda sorumluluk almalıyız.
Destek Mekanizmaları: Şiddet ve istismar mağduru kadınlara yönelik destek mekanizmalarını güçlendirmeliyiz. Onlara hukuki, psikolojik ve ekonomik destek sağlamalıyız.
Zihniyet Değişimi: En önemlisi, zihniyetlerimizi değiştirmeliyiz. Kadınları sadece birer birey olarak görmeli, onlara hak ettikleri saygıyı ve değeri vermeliyiz.
8 Mart Kadınlar Günü, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda bir farkındalık günü olmalı. Kadınların hakları için mücadele etmeli, onlara daha güvenli ve adil bir dünya sunmalıyız. Unutmayalım ki, kadınlar olmadan toplum eksiktir. Kadınların gücü, toplumun gücüdür.