Hukukun askerleri

3

Çocuklarımızın önünde kocaman bir mülakat duvarı var. Binbir gayretle bu duvarı aşabilenleri de binbir hileyle ve bin türlü hukuksuzlukla mesleklerinden atıyorlar. Gerekçeleri ne olursa olsun biz gerçeği biliyoruz: Bu ülkeyi bize cehennem, kendilerine cennet kılmak istiyorlar.

Oysa biz bu ülkede herkesi zahmete de rahmete de ortak kılmalıyız. Eğer bir ülke yaşanası bir yer olacaksa ancak böyle olur ve bunun da yolu hukuku egemen kılmaktır.

Otel yandı ve insanlarımız öldü, teğmenler ihraç edildi, gazeteciler ve siyasiler tutuklandı, öğretmenler mülakatlarda hukuksuzca elendi, kadın cinayetleri devam ediyor… Bütün bunlar hayatın olağan akışı içinde olabilecek şeyler, olağan olmayan bunlar olurken güvenebileceğimiz bir hukuk düzeninden mahrum olmamız.

Bu mahrumiyet Umutlarımızı çalanlara karşı elimizi böğrümüzde koyuyor. Çaresizliğin pençesinde kıvranıyoruz ve buna çare olacak bir hukuk düzeni yok. Hukuktan mahrum olmak bizi umutsuzluğa sevk ediyor.

Bütün bu olup bitenlerden kurtulmanın, bütün bu olup bitenlere karşı umudu koruyabilmenin tek bir yolu var: Hukukun askerleri olmak ve slogandan arınmış bir dili bu ülkeye hakim kılmak.