FEYZİOĞLU: TUTSAK KELİMESİ YABANCI DEVLETİN ESİR ALDIĞI İNSANLAR İÇİN KULLANILIR

378

YÖNETİCİ POZİSYONUNDAKİ BİR MESLEKTAŞIMIN TÜRKİYE’DEKİ GAZETECİ VE AVUKATLARA TUTSAK DEMESİNİ MESLEKTAŞLARIMIN VİCDANINA BIRAKIYORUM

O KENDİNİ BİLİYOR, İSTİYORSA CEVAP VERSİN

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, yönetici pozisyonundaki bir meslektaşının Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’e yazdığı mektupta, “Tutsak gazeteci ve avukatlar sorunu varken adli yıl açılışına gelmem” dediğini söyledi. “O kendini biliyor, istiyorsa cevap versin” diyen Feyzioğlu, “Tutsak kelimesi hukukta yabancı devletin esir aldığı insanlar için kullanılır. Ve PKK 40 yıldır kendini Türkiye’de savaşan taraf olarak takdim eder. Bir hukukçunun PKK’nın jargonuyla, ağzıyla, DHKP/C’nin ağzıyla tutsak gazeteci, tutsak avukat demesini ben 125 bin meslektaşımın vicdanına ve o çok kıymetli baromuzun mensuplarına bırakıyorum bunun muhasebesini” dedi. 

Feyzioğlu, Erzurum Barosu’nun sosyal tesislerinin temel atma törenine katıldı. Feyzioğlu, törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Feyzioğlu, bir gazetecinin bir kısım baroların TBB’yi olağanüstü genel kurula çağırmasına ilişkin sorusuna şu yanıtı verdi:

10 BARO OLURSA OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULA GİDERİZ

“İki baromuzdan bir davet olduğu basına yansıdı. 10 baromuz olursa gideriz. Çok büyük bir mutlulukla genç meslektaşlarımız, stajyer avukatlar, vatandaşlar, gazeteciler, düşünce özgürlüğü, tutuklamanın durumundan şikâyetçi olan vatandaşların sorunu, kıdemsiz hâkim sorunu için neler yaptığımı anlatırım. Buna küçük parmaklarının küçük tırnaklarıyla katkıda bulunmayanların bizi nasıl engellemeye çalıştığını da anlatırım. Hiçbir sorun yok.” 

RAHATSIZLIK BUNDAN MIDIR?

Yargı Reformu kanunlaşma aşamasındayken Türkiye’yi başka bir gündeme kilitlemenin doğru olmadığını belirten Feyzioğlu, “Ama birilerinin hayatları kurultay, kongre yapmak. Bilemiyorum kimler? Biz sürekli kurultay, kongre yerine çalıştığımız için atlamışız. 3 ay önce TBB genel kurulunu yaptı. 3 ayda ne değişti? Yargı reformu hayata geçmeye başladı. Somutlaştı. Rahatsızlık bundan mıdır?” diye sordu. 

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÜŞMAN DEVLET MİDİR? PKK, DHKP/C, FETÖ SAVAŞAN TARAF MIDIR?”

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’e bir meslektaşının mektup yazdığını belirten Feyzioğlu, şunları söyledi:

“Buradan soruyorum. O mektupta yönetici konumundaki sayın meslektaşımız. O kendini biliyor. İstiyorsa cevap versin. İsmini vermeyeceğim. Tutsak gazeteciler dedi. Buradan tüm Türkiye duysun. ‘Tutsak gazeteciler ve tutsak avukatlar sorunu varken ben açılışa gelmiyorum’ dedi. Tutsak kelimesi hukukta yabancı devletin esir aldığı insanlar için kullanılır. Ve PKK 40 yıldır kendini Türkiye’de savaşan taraf olarak takdim eder. Ve sen tutukladığın militanlara mahkûm diyemezsin, tutsak diyeceksin der. Savaş esiri diyeceksin der. Bir hukukçunun PKK’nın jargonuyla, ağzıyla, DHKP/C’nin ağzıyla tutsak gazeteci, tutsak avukat demesini ben 125 bin meslektaşımın vicdanına bırakıyorum ve o çok kıymetli baromuzun mensuplarına bırakıyorum bunun muhasebesini. Türkiye Cumhuriyeti düşman devlet midir? Ve PKK, DHKP/C ve FETÖ savaşan taraf mıdır?

DÜŞMANLIK ÜZERİNDEN SİYASET OLMAZ

Adil yargılama sorunu olduğunu zaten biliyoruz. Adil yargılama sorunu vardır demek ayrı ama Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin tutukladığı ya da mahkûm ettiği kişilere tutsak demek ayrı. Tutsak kelimesi savaşta savaş esirleri için kullanılır. Herhalde 125 bin meslektaşımın ve o kıymetli arkadaşımızın temsil ettiğini iddia ettiği meslektaşlarımızın söyleyeceği bir şeyler vardır. Tutuklu derseniz hukukçuysanız. Mahkûm dersiniz hukukçuysanız. Ama savaş hukukunu uygulayalım derseniz iş değişir. O yüzden herkesi kimin peşinden gittiğini bir kere daha değerlendirmeye davet ediyorum. Düşmanlık üzerinden siyaset olmaz. Düşmanımın düşmanı dostumdur anlayışı Türkiye Cumhuriyeti’nin altını oyar.”