“Her şeyin başında sağlık” deriz, lafta. Ama bakın etrafınıza, sağlık nerede? İnsanlar her geçen gün daha sağlıksız, bilmediğimiz hastalıklar mantar gibi bitiyor. Kanser artık bir komşu ziyareti gibi her evde, şeker sıradan bir alışkanlık, tansiyon gencecik bedenleri esir almış. Saymakla bitmez dertler, peki çözüm ne? İnsanlar eski sağlığına nasıl kavuşacak?
Deli Sorular ve Acı Gerçekler
Aklıma deli sorular düşüyor. Bu kadar bilinçli mi hasta ediliyoruz biz? Özel hastanelerin her köşede mantar gibi bitmesi ve bunlara deli gibi ihtiyaç duyulması bir tesadüf mü sanıyorsunuz? Çare ne diye sorarken, birileri bunu kasten mi yapıyor diye düşünmeden edemiyorum. Para babalarının daha çok kazanması için birileri hasta mı olmalı? Evlere sürekli kayıp haberleri, acı haberler mi gelmeli?
Alternatif Tıp ve Zehirli Lokmalar
Bunun önüne nasıl geçilmeli? Alternatif tedavi, gıda takviyeleri, bilinçlendirme… Evet, bunlar önemli. Ama önce şu yediklerimize bir bakalım. GDO’lu gıdalarla oynanmış, ne olduğu belirsiz ürünlerle doldurulmuş sofralarımız. Sırf birileri cebini doldursun diye, birileri hasta oluyor, sakat kalıyor, tedavi olmak için servet harcıyor. Bu nasıl bir düzen? Bu nasıl bir vicdansızlık?
Uyanma Vakti!
Yeter artık! Bu kısır döngüden çıkmak zorundayız. Sağlık, para babalarının keyfine bırakılacak bir lüks değildir, her canlının en temel hakkıdır. Yediğimize, içtiğimize dikkat edeceğiz. Bilinçleneceğiz, sorgulayacağız. Alternatif tıp sadece bir seçenek değil, belki de tek çıkış yolumuz. Unutmayın, kendi sağlığımızın bekçisi biziz. Başkalarının cebini doldurmak için hasta olmaya mahkum değiliz! Bu gidişata dur demenin, uyanmanın vakti geldi de geçiyor!