Türkiye genç nüfus avantajını kaybediyor; doğurganlık hızı ‘yenilenme düzeyi’nin altına düştü

35

Uzun yıllar genç nüfus avantajıyla övünen Türkiye bu özelliğini hızla kaybediyor. 1990’lı yıllarda yüzde 4 olan Türkiye’nin yaşlı nüfus oranı yüzde 9’a dayandı. Mevcut gidişatta Türkiye 22 yıl sonra ‘çok yaşlı nüfusa sahip ülkeler’ sınıfına girecek.

Türkiye’nin doğusu ile batısı arasında doğurganlıkta ciddi farklar bulunuyor ancak genel olarak tüm bölgelerde doğurganlık azalıyor, buna karşın 65 yaş üstü olarak kabul edilen yaşlı nüfusu hızla artıyor.

Bu durum gelişmekte olan Türkiye için sosyo-ekonomik anlamda derin sonuçlara gebe. 2001 yılında 2.38 olan doğurganlık hızı 2017 yılında 2.07 seviyesine düştü. Bu oranın son yıllarda daha da düştüğü tahmin ediliyor. Türkiye, nüfusun ‘yenilenme düzeyi’ olarak kabul edilen 2.10 seviyesinin de gerisinde kaldı. Bu da demografik anlamda zaten ‘yaşlı ülkeler’ kategorisinde bulunan Türkiye’nin ‘çok yaşlı ülkeler’ sınıfına gireceğini gösteriyor.

 
 

Doğurganlığı artırmak için ‘en az üç çocuk’ gibi söylemlerin de rakamlara yansımadığı dikkat çekiyor. Aynı şekilde yaşlanan Türkiye’nin ‘çalışabilir’ nüfus oranı da azalıyor. 2018 itibariyle yüzde 67 olan çalışabilir nüfusu (15-64) ülkenin ekonomik büyümesi için hala ciddi bir avantaj sayılabilir. Ancak doğurganlığın azalması, çalışabilir nüfusun da zamanla küçüleceğini gösteriyor.