Moldova’nın Kalbinde Bir Türk Eğitim Yuvası: Kongaz Süleyman Demirel Lisesi

19

Gagauzya’nın en büyük yerleşim birimlerinden biri olan Kongaz köyü, sadece nüfusuyla değil, taşıdığı kültürel ve tarihi değerlerle de dikkat çekiyor. Bu değerlerin başında ise Moldova ile Türkiye arasındaki dostluğun en güzel simgelerinden biri olan Kongaz Süleyman Demirel Moldova Türk Lisesi geliyor. Okulun müdürü Ergin Yılmaz ile, Türkiye’nin yurt dışındaki eğitim misyonu, Gagauz halkı ile kurulan bağ ve eğitim sisteminin başarıları üzerine samimi bir röportaj gerçekleştirdik.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Ergin Yılmaz: Ben Ergin Yılmaz. 1973 Sivas doğumluyum. 32 yıllık öğretmenim. Uzun yıllar Türkiye’nin farklı bölgelerinde görev yaptım; Bursa, Kars, Sivas gibi. 10 yıl Kağızman’da çalıştım. Son dört yıldır da Moldova’dayım, Kongaz köyünde  Süleyman Demirel Lisesi’nde müdürlük yapıyorum.

Bu göreve nasıl geldiniz, süreç nasıl işliyor?

Yurt dışı öğretmenliği sınavla oluyor. Yazılı ve sözlü aşamaları var. Milli Eğitim Bakanlığı, bu görevlendirmelerde gerçekten çok titiz davranıyor. Türkiye’yi yurt dışında temsil edeceğimiz için seçilen öğretmenlerin donanımlı ve tecrübeli olmaları gerekiyor.

Kongaz’daki bu okulun hikâyesi nasıl başladı?

Okulumuz 1999 yılında Türkiye ile Moldova arasında imzalanan bir protokolle kuruldu. Süleyman Demirel’in Gagauz halkına verdiği destek çok büyük. 1996’da yaşanan gerilim döneminde, Gagauzlara özerklik kazandırılması sürecinde büyük katkı sağladı. Bu yüzden burada çok sevilen bir figür. Okulun ismi de onun anısına verildi.

Okulunuzun eğitim sistemi hakkında bilgi verebilir misiniz?

Dört dilde eğitim veriyoruz: Türkçe, İngilizce, Rumence ve Rusça. 11. ve 12. sınıflarda matematik, fizik, kimya ve biyoloji gibi dersleri İngilizce olarak işliyoruz. Bu yönüyle Moldova’da eşi benzeri olmayan bir okuluz. Öğrencilerimiz C1-C2 seviyesinde İngilizce, ileri düzey Türkçe öğreniyor.

Bu eğitimin başarıya etkisi nasıl oldu?

Oldukça etkili. Mezunlarımız Türkiye’de önemli üniversitelerde başarıyla eğitim alıyor. Örneğin, Gazi Üniversitesi’nde 400 kişilik bölümde birincilikle mezun olan bir öğrencimiz var. İzmir 9 Eylül, İstanbul Teknik, Ankara Üniversitesi gibi okullarda da öğrencilerimiz eğitim görüyor. Bu gurur verici.

Peki Türk öğrenciler de var mı okulda?

Evet, ama sayıları az. Türkiye’den gelen soydaşlarımızın çocukları oluyor genellikle. Ayrıca Bulgar, Moldovan öğrencilerimiz de var. Gagauz halkı ağırlıklı. Okul yatılı, bu nedenle Moldova’nın farklı bölgelerinden öğrencilerimiz oluyor.

Burs imkânları mevcut mu?

YTB – Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı aracılığıyla burs sağlanıyor. Öğrencilerimiz Türkiye’de üniversite eğitimlerini burslu şekilde sürdürüyor. Barınma, yemek ve harçlık desteği veriliyor.

Eğitim sistemi olarak farklı yönleriniz var mı?

Burada test odaklı eğitim yok. Öğrenci anlamaya ve anlatmaya yönlendirilir. Ezber yok, kalıcı öğrenme esas. Bu yüzden öğrencilerimizin düşünme ve yorumlama becerileri gelişiyor. Disiplin açısından da çok farklı. Sessizlik hâkim, kavga gürültü yok.

Bu durum sizce neden böyle?

Buradaki aile yapısı hâlâ geleneksel disiplin kurallarını sürdürüyor. Aileden gelen saygı ve otorite eğitime de yansıyor. Türkiye’de bu sistem zamanla değişti ama burada hâlâ 20 yıl öncesinin eğitim kültürü var diyebiliriz.

Türkiye-Moldova ilişkileri açısından okulun önemi nedir?

Bu tür okullar Türkiye’nin “yumuşak gücü”dür. Eğitim yoluyla dostluk köprüleri kuruyoruz. TİKA’nın desteğiyle birçok sosyal proje gerçekleşiyor. İçme suyu, parklar, okullar… Gagauzların kültürünü ve dilini korumaları adına da Türkiye’nin desteği büyük.

Son olarak duygularınızı alabilir miyiz?

Bizim amacımız burada sadece öğretmenlik değil. Türkiye’yi tanıtmak, sevgisini aşılamak. Küçücük de olsa ülkemize faydamız oluyorsa ne mutlu bize. Ailemden ayrı kalmak zor ama görevimle gurur duyuyorum.

Öncelikle bize kapılarınızı açtınız ve sorularımıza içtenlikle cevap verdiğiniz için bende size çok teşekkür ederim.

Kongaz Süleyman Demirel Lisesi’nde gördüğüm özveri, başarı ve kültürel köprü gerçekten beni çok etkiledi. Türkiye’nin yurt dışındaki bu görünmeyen kahramanları, bizlerin gururudur. Bu değerleri daha çok duyurmak, yaşatmak bizim de görevimiz. Öğrencilerle, öğretmenlerle, müdür beyle tanışmak, orada Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Süleyman Demirel’in fotoğraflarını görmek bana büyük onur verdi. İyi ki gittim, iyi ki tanıdım.