Türkiye’nin büyük önem verdiği Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) üç önemli üyesinin Kıbrıs Cumhuriyeti ile diplomatik ilişki tesis edip büyükelçi ataması, Ankara’nın Kıbrıs politikasını etkileyecek önemli bir adım olarak görülüyor.
Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan, Avrupa Birliği (AB) ile 4 Nisan’da gerçekleştirdikleri zirvede, yalnızca Türkiye’nin tanıdığı “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”nin kurulmasını kınayan ve devletlere tanımama çağrısı yapan BM Güvenlik Konseyi’nin 541 ve 550 sayılı kararlarına da bağlı kalacaklarını açıkladılar.
Son gelişme, Kıbrıs sorunu konusunda tamamen farklı pozisyonda olan Türkiye ve AB çekişmesinde Brüksel ve Kıbrıs Cumhuriyeti lehine bir süreci işaret ediyor.
Türkiye ve Türk tarafının son dönemde güçlendirdiği Kıbrıs sorununa “iki devletli çözüm” fikrinin zarar gördüğü de kaydediliyor.
- AB’den Türk devletlerine ‘KKTC tepkisi’
Kıbrıs Cumhuriyeti’nde büyükelçilik açma kararını ilk açıklayan ülke Kazakistan oldu.
Ocak ayında bu yöndeki kararını ilan eden Kazakistan ile Kıbrıs Cumhuriyeti, aynı ayın sonlarında karşılıklı büyükelçi atamasını gerçekleştirdiler ve büyükelçilik binası açma konusunda da uzlaştılar.
Özbekistan ise Kazakistan’dan bir ay önce Aralık 2024’te İtalya’daki büyükelçisini Kıbrıs Cumhuriyeti’ne akredite büyükelçi olarak ilan etti.
Kıbrıs Cumhuriyeti ile 1997 yılında diplomatik ilişki tesis eden Özbekistan, böylece ilk kez bu ülkeye büyükelçi atamış oldu.
Türkmenistan da İtalya Büyükelçisi’ni 31 Mart itibariyle Kıbrıs Cumhuriyeti’ne akredite büyükelçi olarak atayarak bu yönde ilk adımını attı.
Tarafsız bir dış politika izleyen Türkmenistan, TDT’de gözlemci üye statüsünde.
4 Nisan AB – Orta Asya zirvesi
Üç önemli Orta Asya ülkesi, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne büyükelçi atama adımlarını 3-4 Nisan’da düzenlenen AB-Orta Asya liderler zirvesinden hemen önce tamamladı.
İlk kez gerçekleştirilen ve taraflar arasında kurumsal, ekonomik ve ticari ilişkilerin temellerinin atıldığı zirve Özbekistan’ın Semerkant kentinde yapıldı.
Özbek lider Şevket Mirzoyev’in ev sahipliğinde düzenlenen zirveye AB adına Konsey Başkanı Antonio Costa ile Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen katıldı.

Kaynak,Reuters
Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan liderleri de zirvede yer aldı.
Semerkant Zirvesi, AB’nin 2020’den itibaren Orta Asya ülkeleri ile ilişkileri derinleştirme ve zenginleştirme politikasının önemli bir aşaması olarak görülüyor.
Bu politika, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişiminin başladığı 2022’den ve Çin’in giderek artan etkisinin görülmesinden bu yana stratejik bir temele de dayanıyor.
Dünyanın en önemli ekonomik güçlerinden biri olan AB, Orta Asya’ya olan ilgisini bu zirvede somutlaştırdı ve toplamda 12 milyar Euro’luk bir yatırım paketi taahhüdünde bulundu.
Ayrıca Kazakistan’dan sonra Özbekistan ve Tacikistan’la da güçlendirilmiş ortaklık ve işbirliği anlaşması imzalamayı kararlaştırdı.
Ortak bildiride Kıbrıs ayrıntısı
AB’nin Orta Asya ülkeleriyle bu platformu oluşturma sürecinin önemli unsurlarından birinin de Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkiler olduğu ise 4 Nisan’da açıklanan AB-Orta Asya Ortak Bildirisi’nde ortaya çıktı.
Bildirinin 4. maddesinde, tarafların uluslararası ve bölgesel forumdaki tüm devletlerin egemenliği ve toprak bütünlüğüne saygı duyulacağı ve bu ilkeyi çiğneyecek adımlar atılmayacağı kararlılığı vurgulandı.
Bu kapsamda, BM Güvenlik Konseyi’nin 1983’te aldığı 541 ve 1984’te aldığı 550 sayılı kararlara güçlü bağlılıklarını teyit eden AB ve Orta Asya ülkeleri, aralarındaki ilişkinin gelişmesinin de bu ilkeye uyulmasına bağlı olduğunu kayda geçirdiler.
BM Güvenlik Konseyi, Kıbrıs Türklerinin 15 Kasım 1983’te ayrı bir devlet kurduklarını ilan etmelerinin ardından 541 ve 550 sayılı kararlarla bu girişimi kınamış ve bu kararın geri alınmasını istemişti.
Aynı kararlarda Güvenlik Konseyi, diğer BM üyelerine, ayrılma kararını tanımama çağrısında bulunmuştu. Kuzey Kıbrıs’ı bugüne kadar Türkiye’den başka tanıyan bir ülke olmadı.
Semerkant Zirvesi’ni imzalayan üç Orta Asya devleti de bundan sonraki süreçte BM kararlarına uyacaklarına ilişkin önemli bir kararlılığı ilan etmiş oldular.
Ankara sessiz kaldı
Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı, 2017’de yaşanan Crans Montana barış görüşmelerinde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin olumsuz yaklaşımı nedeniyle bir daha BM parametreleri çerçevesinde bir sürece katılmayacağını ilan etmişti.
Adada iki ayrı halkın yaşadığı gerçeğinin kabul edilmesi gerektiğini, bu kapsamda “iki devletli çözüm” anlayışının kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Ankara, 2021’den bu yana tüm baskılara rağmen yeni bir barış sürecine onay vermedi.
Bu süreçte Kuzey Kıbrıs’ın uluslararası toplumda görünürlüğünün ve kabulünün artmasına çalışan Türkiye, Kıbrıs Türkleri’nin TDT’de gözlemci üye olmasını sağladı.
Kıbrıs Türk lider Ersin Tatar, 2024’te Bişkek’te düzenlenen TDT Zirvesi’ne “onur konuğu” olarak davet edildi ancak bu adım AB ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin büyük tepkisine neden oldu.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin önemli kaygılarından biri Türkiye’nin etkisinin arttığı bölgelerdeki ülkelerin Kuzey Kıbrıs’ı tanıması olasılığı idi.
Bunların başında da Orta Asya ülkeleri geliyordu.
Semerkant Zirvesi’nde alınan kararlar Kıbrıs Cumhuriyeti açısından bu kaygıların giderilmesi açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Son dönemdeki bu gelişmelere Ankara’dan henüz resmi bir tepki gelmedi.
Dışişleri Bakanlığı, üç Orta Asya ülkesinin Kıbrıs Cumhuriyeti ile diplomatik ilişki kurmasına ve Ortak Bildiri’de yer alan unsurlara ilişkin bir açıklama yapmamayı tercih etti.
Muhalefet partileri, TDT içinde oluşturulan Aksakallılar Konseyi üyesi eski Başbakan Binali Yıldırım’ın açıklama yapmamasını da eleştirdiler.