Sırp-Arnavut ilişkilerinde çıkmaz sokak: ‘Kosova meselesi’

251

SARAYBOSNA – Kayhan Gül

Sırbistan‘ın 100’den fazla ülke tarafından bağımsız devlet olarak tanınan Kosova‘yı hala kendi toprağı olarak kabul etmesi ve bundan geri adım atmaması, Kosova meselesinin Sırp-Arnavut ilişkilerinde “çıkmaz sokak” olarak devam etmesine sebep oluyor.

Kimi zaman gerginliğin hat safhaya çıkıp savaş davullarının çalınmaya başladığı, kimi zaman da diyalogla çözüm vurgusu yapılan ve bu çözümün yakın olduğu belirtilen Kosova sorunu, Sırp-Arnavut ilişkilerinde en azından yakın vadede çözülecek bir mesele olarak görünmüyor.

İki ülke arasındaki krizin kaynağı, 1998-1999 yılları arasında yaşanan savaşa dayanıyor.

Söz konusu dönemde Sırp asker, polis ve paramiliter birlikler, bağımsızlık isteyen (Arnavut) Kosova Kurtuluş Ordusuna (UÇK) yönelik harekat başlattı. 1999’da NATO’nun eski Yugoslavya’yı bombalamasıyla son bulan savaşta, 10 binden fazla Arnavut hayatını kaybetti, 800 bine yakın insan evini terk etti.

Savaşın ardından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1244 sayılı kararıyla Kosova, Birleşmiş Milletler Kosova Geçici Yönetim Misyonunun (UNMIK) idaresine geçti. Kosova’da BM himayesinde sivil ve güvenlikli bir alan oluşturuldu.

Tek taraflı bağımsızlık ilanı ve krizlerle geçen yıllar

Kosova’da 1998-1999 yıllarındaki savaşın ardından ilk büyük kriz, 2004’te yaşandı.

Kosova’nın kuzeyindeki Zubin Potok’a bağlı Çaber köyünde 2 gencin İbre Nehri’nde hayatını kaybetmesiyle “Mart ayaklanmaları” olarak bilinen olaylar başladı. Görgü tanıkları bu iki gencin bölgedeki Sırplar tarafından takip edildiğini öne sürdü. Ülke genelinde protestolar düzenlendi. Arnavutlar, Sırpların evlerini ve Ortodoks kiliselerini yaktı. Sırplar da bu saldırılara aynı şekilde cevap verdi. Olaylarda 11 Arnavut, 8 Sırp öldü. Binlerce Sırp ve Roman ise Kosova’dan göç etti.

Olayların ardından 2005 sonunda BM’nin idaresinde Kosova’nın nihai durumunun belirlenme süreci başladı. Dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Kosova Özel Temsilcisi olarak Martti Ahtisaari’yi görevlendirdi. Ahtisaari, Kosova’nın nihai durumuna ilişkin Sırp tarafıyla yapılan görüşmelerden sonuç alınamayınca Kosova’nın bağımsız olması gerektiğini ifade ettiği raporu 2007’de Güvenlik Konseyi’ne iletti. Sırbistan, Ahtisaari Planı’nı reddederek “denetimli özerklik” önerisinde bulundu.

Ahtisaari Planı ve BM’nin 1244 sayılı kararı doğrultusunda Kosova Meclisi 17 Şubat 2008’de tek taraflı bağımsızlığını ilan etti. Sırbistan, Kosova’nın bağımsızlığını tanımadığını açıkladı.

Sırbistan’daki protestolarda AB ülkelerinin bayrakları yakıldı, bazı büyükelçiliklere saldırıldı. Sırbistan ile Kosova arasındaki iki geçiş noktası tahrip edildi.

AB ara buluculuğunda diyalog süreci

Kosova ile Sırbistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi amacıyla 2011’de Avrupa Birliği (AB) ara buluculuğunda diyalog süreci başlatıldı.

İlişkilerin normalleşmesi yönünde 2013’te tarihi bir anlaşma imzalandı. Anlaşma, 1999’dan bu yana Kosova’da var olan yasa dışı Sırp paralel yapıların dağıtılmasını, bunun yerine ülkedeki Sırpların devlet kurumlarına entegrasyonunu kapsıyordu. Anlaşmanın ardından Kosova tarihinde ilk kez, ülkenin kuzeyindeki Sırpların çoğunlukla yaşadığı belediyeler de dahil yerel seçim yapıldı.

Diyalog süreci kapsamında birçok ikili anlaşma imzalansa da Sırp-Arnavut ilişkilerindeki gerginlik devam etti.

2016’da Kosova’nın Mitrovica şehri yakınındaki “Trepça” firmasına ait madenin kamulaştırılması, krize yol açtı. Trepça’ya ilişkin yasa tasarısı meclisten geçerken madene ilişkin hisselerin yüzde 80’inin hükümete ve yüzde 20’sinin çalışanların mülkiyetine geçtiği açıklandı. Sırbistan, bu kararın geçersiz olduğunu vurguladı.

Yine aynı yıl Mitrovica Polis Şefi Nehat Thaçi, Sırbistan’a geçerken gözaltına alındı. Thaçi’nin gözaltına alınması yeni bir krize neden oldu. Bir ay gözaltında tutulan polis şefi daha sonra serbest bırakıldı.

2017 başında eski UÇK komutanlarından Ramush Haradinaj, Sırbistan’ın çıkardığı yakalama emriyle Fransa’da gözaltına alındı. Sırbistan, Haradinaj’ın Kosova’daki savaşta Sırplara karşı savaş suçu işlediğini savunarak kendilerine iade edilmesini istedi. Kosova makamları ise Haradinaj’ın serbest bırakılmasını talep etti. Haradinaj olayı, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da gerdi. Kuzey Mitrovica’da Kosova hükümetine ait ofislere saldırılar oldu.

Sırbistan’ın başkenti Belgrad’dan Kosova’nın Mitrovica şehrine yapılması planlanan seferlerin tanıtımı amacıyla 14 Ocak 2017’de yola çıkan tren, Kosova’dan izin alınmadan ülkeye girmek istemesi üzerine geri çevrildi. Üzerinde 21 dilde “Kosova Sırbistan’dır” ifadelerinin bulunduğu ve Sırbistan bayrağı renklerine boyalı tren, Kosova sınırına 10 kilometre uzaklıktaki Raska’da durduruldu ve bir süre bekledikten sonra Belgrad’a döndü. Tren krizinin ardından taraflar, savaş ihtimalini dahi dillendirdi.

“Çıkmaz sokak”

Kosova meselesi, son günlerde yeniden alevlendi.

Bir kısım iki ülke arasında toprak değişimi yapılacağı ve Sırbistan’ın nihayetinde Kosova’yı bağımsız bir devlet olarak tanıyacağını savunsa da Sırp yönetimi en azından söylemde bunu reddetti.

Geçen hafta Brüksel’de yapılan diyalog süreci toplantısı, iki ülkenin nasıl bir çıkmaz sokakta olduğunu bir kez daha gösterdi. AB’nin açıkladığı programda Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ile Kosova Cumhurbaşkanı Haşim Thaçi’nin önce ayrı ayrı AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile görüşmesi, ardından üçlü bir görüşme yapılması öngörülüyordu ancak Sırp lider, uzlaşmaya çok uzak oldukları için üçlü toplantıya, daha doğrusu Thaçi ile görüşmeye gerek olmadığını söyledi.

Brüksel dönüşü Sırp lider Vucic’in 8-9 Eylül’de Kosova’yı ziyaret etmesi planlanıyordu. Vucic, son güne kadar muallak olan iki günlük ziyaretine, büyük bir hidroelektrik potansiyeli bulunan ve iki ülke arasında zaman zaman gerilime neden olan Gazivoda baraj gölünden başlayacağını açıklasa da Kosovalı makamlar önce buna izin vermedi. Yeni bir kriz kapıyı çalacak derken Kosova Dışişleri Bakanı Behgjet Pacolli, “AB’den gelen büyük baskı” nedeniyle Vucic’in Gazivoda’yı ziyaret etmesine izin verdiklerini, “başka çareleri olmadığını” açıkladı.

Eski UÇK askerleri yol kapadı

Sırp liderin Kosova ziyaretinin ikinci günü gergin başladı. Ziyaret kapsamında Sırpların yaşadığı Banja köyüne gitmek isteyen Vucic, 200 kadar eski UÇK askerinin köye giden yolu barikatlarla kapatması üzerine bunu gerçekleştiremedi.

Kosova hükümeti “güvenlik sorunu” nedeniyle ziyaretin iptal edildiğini açıkladı. Kosova hükümetinin kararına rağmen yola çıkan Vucic, yolda kendisini karşılayan Kosova polisiyle bir süre görüştükten sonra Banja köyüne gitmekten vazgeçti.

Kuzey Mitrovica’daki konuşma “tarihi” olmadı

Sırp lider, ziyaretinin ikinci gününde Kuzey Mitrovica’da Sırplara hitap etti. Vucic’in burada yapacağı konuşma, günler öncesinden medyada “tarihi” olarak nitelendirilse de tekrardan öteye geçmedi.

Herkes Kosova meselesinin nihai çözümüne ilişkin bir konuşma beklerken, Vucic “Kosova’yı tanıyacakları söylemlerinin yalandan ibaret” olduğunu söylemekle yetindi. Kosova sorununun çözümü noktasında henüz bir taslak dahi olmadığını açıklayan Sırp lider, uzun vadede Arnavutlar ile Sırplar arasında bir anlaşmanın sağlanması gerektiğini söyledi. Silahın değil istihdamın gücüne inandıklarını ifade eden Vucic, Kosova’da yaşayan Sırplara topraklarını terk etmemeleri ve daha fazla çocuk sahibi olmaları çağrısında bulundu. İki ülke arasında sınır değişimi olacağı söylemlerinin yanlış olduğunu savunan Vucic, Kosova’daki Sırp halkı için en doğru çözümü bulacaklarını belirtti.

Sırp liderin Kosova’daki Sırplara yatırım ve yardım vaatleri de dikkat çekerken, “Sırpların yaşadığı her yerde dilini ve kültürünü korumaları gerektiğini” vurgulayarak, Kosova’daki 10 Sırp belediyesinde anaokulundan yeni iş yerlerinin açılmasına kadar her alanda yardımda bulunacaklarını ifade etti.

Kosova’ya geliş amacının buradaki Sırp belediyelerine maddi yardım sağlamak olduğunu dile getiren Vucic, “Sırpların yaşadığı her köyü ziyaret edip, ihtiyaçlarını karşılamak için elimizden geleni yapacağız. Buna kimse engel olamaz.” ifadelerini kullandı.